HİLAL-İ AHMER SANAT FAALİYETLERİ
Osmanlı Devleti, Trablusgarp ve Balkan Savaşları’yla yorgun düşmüş, ardından gelen Birinci Dünya Savaşı ile Osmanlı toplumu büyük bir bunalıma girmişti. Trablusgarp ve Balkan Savaşları’nda büyük yararlıkları olan Osmanlı Hilâl-i Ahmer Cemiyeti, Birinci Dünya Savaşı’nda da cephedeki askerden siviline kadar tüm toplum kesimlerine şefkat elini uzatmıştı. Hilal’i Ahmer, cephe gerisindeki askerlere ve sivil halka yardımlarını artırmak ve gelir elde etmek amacıyla Hanımlar Merkezi aracılığıyla çiçek rozeti ve kartpostal satışı yapılmıştı. Yine aynı amaçla Sanat etkinlikleri yapılmış Osmanlı İmparatorluğunun Viyana Sefiri ve Hilal-i Ahmer Başkanı olan Hüseyin Hilmi Paşa’nın talimatı ile Avrupa’nın bazı şehirlerinde düzenlenen konserler, fotoğraf sergileri ve müsamereler bunun en önemli örneklerinden olmuştu. Konserlerin Avrupa’da ilgi görmesi üzerine benzer etkinlikler İstanbul’da da tertip edilmişti.
Osmanlı Hilâl-i Ahmer Cemiyeti’nin düzenlediği sanatsal faaliyetler kapsamında tiyatro, opera, müsamere, balo gibi organizasyonlar büyük önem arz etmekteydi. Bu tür organizasyonlar ile maddî gelir sağlanması yanında toplumun moralinin de güçlendirilmesi sağlanıyordu. Her yıl İstanbul’da Tokatlıyan Oteli’nde tertiplenen Osmanlı Hilâl-i Ahmer müsamereleri, şehrin ileri gelenlerinin ilgi gösterdiği geleneksel bir organizasyon haline gelmişti. Nitekim müsâmere geliri 1917 yılında en üst seviyesine ulaşarak 5.732 liralık hâsılat toplandı.
Dönemin Önemli Sanatçıları Hilal’i Ahmer Konserlerinde
İstanbul’da tertip edilen konserlerde dönemin ünlü bestecileri ve musikişinaslar müzik icra etmişti. Bu isimler arasında Ertuğrul Yatı bandosu şefi olarak II. Abdülhamit’in himayesine giren ve daha sonra Bahriye Bandoları şefliğine getirilen Edirne Marşı, Barbaros Hayrettin Marşı, Piyale Marşlarının bestecisi Alman asıllı Poul Lange Bey, Birinci kuşak Çağdaş Türk Müziği bestecileri arasında yer alan Türk beşlerinden Köçekçe Süiti’nin bestecisi Ulvi Cemal (Erkin), Türk Musikisinin gelmiş geçmiş en büyük virtüözlerinden biri olan Çeçen Kızı’nın bestecisi Tamburi Cemil Bey, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası'nın ilk şefi ve İstiklal Marşı'nın bestecisi Zeki Bey (Üngör) ‘i sayabiliriz.
Cemiyet’in sanatsal faaliyetleri, birbirinden kıymetli sanatçıları bir araya getirmenin yanı sıra tiyatro, opera, müsamere tertiplenerek önemli miktarlarda maddi gelir elde edilmesini sağlıyordu. Elde edilen gelirlerle sağlık alanında yeni yatırımlar yapılıyor, yurt içinden tedariki mümkün olmayan sağlık malzemeleri yurtdışından getirilmek suretiyle yaralı askerlerin tedavisinde kullanılıyordu. Bu sağlık hizmetlerinden ordunun yanında sivil halkta istifade ediyordu.
Osmanlı Hilâl-i Ahmer Cemiyeti’nin sanatsal faaliyetlerinin manevî bir boyutu da vardı. Birinci Dünya Savaşı, Osmanlı toplumu üzerinde büyük bir sarsıntı yaratmıştı. Bu durumu hafifletmekte sahne sanatlarının önemli etkisi olmuştu. Toplumun ilgisi sanatsal faaliyetlere çekilerek toplumun morali yüksek tutulmaya çalışılmıştı. Aynı zamanda bu faaliyetler Osmanlı modernleşmesine de ciddi katkı sağlıyordu. Çünkü Batılı yaşam tarzını aktarmada, batılı dram sanatlarından opera ve tiyatro, büyük önem arz etmekteydi. Bu kültürel organizasyonlar, toplumsal hayatta devamlılık sağlamak ve yeni yaşam tarzlarına adapte olmakta büyük katkı sağlıyordu. Hilal’i Ahmer Sanat Faaliyetlerinin birçok açıdan topluma hem maddi hem de manevi katkısı oluyordu.
Kızılay Arşivi belgelerinden ve Kızılay yayınlarından derlenmiştir.
Mehtap Baykal Yeşilyurt / Recep Can